sorum avukat gencolara:

simdi arkadas ev alici. anasi kardesi vs yardim edecek tabi. kendi birikmisi de var. banka kredisi cekiyo 70% kadar. hala eksik var, 5000 6000 TL kadar. borc verebilirim ama bi sekil güvence de olsun istiyorum. napmaliyim?
Noter'de borc aldigina dair kagit mi imzalatmali?
bi kagida sundan su tarihte o tarihte odenmek kaydiyla su akdar borc aldim diye imzalasa da yeterli mi?
nedir isin raconu?

iyi günler, farazi olarak şöyle bir olay var. hukukçu arkadaşların yorunumunu bekliyorum.

sevgilimin bir arkadaşı bir x ürününü (bir yayınevine ait birden fazla ders videosundan oluşan bir ürün) internet üzerinden kullanmak üzere satın alıyor. bu ürüne ait erişim bilgilerini sevgilimle ve başka birkaç arkadaşıyla paylaşıyor. sevgilim benim evimden bu x ürününü kendi bilgisayarına indirmek istiyor. sistem indirmeye karşı korunaklı. bu yüzden ben çeşitli bilgisayar programlarını sevgilime öneriyorum. o da bu programları kullanarak x ürününün bir kısmını indiriyor. bu arada firma usb disk içinde 250tl ye satıyor.

firma benim evimden x ürününün bir kısmının indirildiğini fark ediyor. fark ettiği durumun internet üzerinden kullanılma olmadığını indirilme olduğunu kullanıcı davranışlarını göstererek iddia ediyor. iddiası şu şekilde: videoların tamamı izlenmiş. her iki video arasında 30sn süre var ve video süresi ortalama 20 dakika. 30 saniye içinde 20 dakikalık video izlenmez ayrıca sistemde bulunan 500 videonun 250 tanesine bu şekilde erişim olmuş.

a) firma konuyla ilgili olarak telif hakkı davası açıyor. kimler suçludur?
b) ürünün usb hali kısa bir süre sonra satın alınırsa, bu durumda hala telif suçu geçerli midir?
c) bir dava olursa sevgilimin isteğini kıramadığımı söyleyerek indirim alabilir miyim?
d) bir dava olursa evdeki internet hızlı bu yüzden hızlıca videolara baktık o sırada tamamı inmiş olabilir diye bir savunma yapılabilir mi?
e) şifreyi veren kişinin sisteme erişimi engellenirse bu kişi ürünü kullanamadığı için bize bir dava açabilir mi? bu derslerin geleceğini çok etkileyeceğini iddia edip ne kadar bir tazminat davası açabilir?
f) ürünün usb hali internet üzerinden satılıyor. cuma günü spiariş veriliyor. ürün salı günü teslim edilebilecek. aradaki 3-4 günlük süre için videoların kısmi indirimi yapılıyor. savunma da bunun üzerinden yapılıyor. bu durumda dava ne şekilde ilerler?

sorulara yardımcı olursanız sevinirim.

bana göre firma böyle bir dava açabilir, hatta indirme şekli yüzünden nitelikli falan olabilir. satın alınırsa dava düşmez bence. indirim için de ok. d şıkkı yemez bence 250 vidyoya bakmak nedir. e için açabilir ama yüksek bir tazminat alamaz. f için başkasının hesabı üzerinden yapıldığından yine suçtur.

arkadaşlar çok kararsızım

24 yaşındayım. saçlarım önden bayağı açıldı 3 sene önce.. şu an ön açık ve azcık arkada açıklık var.. dayılarıma bakarak genetik dökülmenin yavaşladığını veya durmak üzere olduğunu söyleyebilirim. ama belli olmaz tabi...

uzmanlarla görüştüm 3 yorum var

1-saç ektir, ekilenler dökülmez. canlanma kanlanmada diğer saçlara iyi gelir dökülmezler
2- saç ektirme, 10 yıl sonra sadece önde ekilenler kalır gerisi dökülür dediler( niyeyse full kel olacağımı düşündüler)

sizce ne yapmalıyım??

gençken yaptırıp uzatmak şekil vermek istiyorum çünkü moralim çok bozuluyor ama kötü olur 5-10 sene sonra diye korkuyorum..

bilen kişilerden yorum bekliyorum..

lütfen akıl verin,.

Dün erkek arkadaşım babamla tanışmak için gelecekti kendisi kürt babam aşırı derecede türk milliyetçisi, neyse adamı zar zor ikna ettik tanışmaya, öncesinde ayrıldan başka bir şey demiyordu, her şey hazırdı ama hastayım yola çıkamayacak kadar dedi ve gelmedi bugün de van mitingine gitmiş, özetle miting için gelmedi aslında.

babam şu anda küplere binmiş durumda, şimdi gelmediyse bi daha da gelmesin diyor başka bir şey demiyor biz tartışırken duymuş sanırım annem de söylemiş olabilir bilmiyorum tam. Ben de tepki gösterdim dolayısıyla kendisine bu defa diyor evlenince değişicem mi sanıyorsunuz ben hep böyle olacağım, gelmem lazımdı babanla hep tanışırım vs. Ya çok sinirliyim şu an haksız mıyım ben iki tarafta benim üstüme geliyor deliricem artık.

iki kız tatile gitmek istiyoruz. ama deniz kum güneş değil de safari, rafting, tekne turu gibi biraz aksiyon yaşayalım istiyoruz. sizce bunun için en uygun yer fethiye mi marmaris mi?

selam, ya bi iphone 5s'im var. jb falan yok, ios 8.3 yüklü yanlış hatırlamıyorsam. bir süredir saçmalıyordu dün gece birden apple logosunda takılı kaldı. alet kesinlikle açılmıyor, apple logosunda takılı yalnızca. bilgisayara bağlayınca da bir şey olmuyor. recovery moduna aldım sonra, bu sefer itunes ve kablo resmi çıkıyor, itunes da görüyor fakat iki seçenek sunuyor. diyor ki geri yükle ve sıfırla gibi bir şey. geri yükle deyince verilerin kaybolmaz diyor ama sıfırla deyince kaybolur diyor.

geri yükle deyince yazılımı indiriyor, fakat yüklerken hata 27 uyarısı veriyor. sıfırlamak da istemiyorum çünkü içinde çok önemli verilerim var (foto var aslında, gitmemesi lazım)

bunu nasıl şey ederiz? bi fikri olan var mı? fotoları kurtarsam gerisini ayarlarım.

çevremde kime sorsam bir tane savunucusunu bulamazken, sosyal medya'da sözlükte aleyhte bir tane yazı vs okuyamazken kim veriyo abi bu adamlara oy nasıl oluyor da bunlar her seçimde birinci..

Evet, bu iki ulkeden birinde yasama sansiniz olsaydi hangisinde yasamayi isterdiniz?
Argumaninizi desteklerseniz sevinirim, nedenleri?

uzak mesafeciler bi' gitsin, onları hiç anlamıyorum. kadıköy-beşiktaş arası bile benim için uzak mesafe, arada koskocaman kıta var.

beraber yaşama imkanınız yoksa eğer, taraflardan biri öğrenciyse biri çalışıyorsa vs. örnekler çoğaltılabilir. ben 1 hafta görmesem sevgilim olduğunu unuturum. bu geçmişte yaşadığım bi' sorundu. liseli gibi cafede oturmalı yiyişmeli sevgililik hiç yapmadım. da büyük şehirlerde yaşayınca böyle bi' sorun oluyor galiba. en yakın arkadaşım da değilse, sürekli beraber zaman geçiremiyorsam neden sevgilim? gibi sorular oluşuyor kafamda.


kaç günde bir görüşüyorsunuz sevgilinizle? bana mı saçma geliyor lan sadece haftada 1 görüşmek?

Lens taktigimi unutmuşum, oyle dusa girdim. Doktor da lensle dusa girmemem konusunda özellikle uyarmisti. Simdi cikardim lensimi, gozumu de bol suyla yikadim. Bir sey olmaz degil mi? Lensi atip yeni lens mi taksam?


Teşekkür ederim şimdiden herkese.

festivalde arada bir video gösterilmiş. videoda muhtemelen ben ve o dönemki bi kız arkadaşım da varız. bi arkadaşı mesaj atmış sizi gördüm diye. ben de bu senekine gitmedim.

neyse bu videoyu bana ulaştırabilecek olan var mı? ya da videoda voleybol oynayan kıvırcık saçlı güzel bir kız hatırlayan var mı acaba :)

baba işçi emeklisi. 1 evi var başka bir şey yok. 85 bin parası var. 25 yaşındaki oğlu galericilik yapmak istiyor. o da vermiş 85 bini...

25 yaşındaki çocuğu daha önce çok alım satım yapmış araba ile ilgili. ama öyle çok uyanık bir tip değil.

mantıklı mı hacılar?

edit: kesinlikle baba da çocuk da değilim.

bu kızların anlatacak hiçbir hikayesi, güzel yüzlerinden başka hiçbir sermayesi yok. sadece gelen iltifatlara teşekkür ederim, küfür edenlere de gerizekaallıı diyorlar. sorularaysa beğendikleri kadar cevap veriyorlar. bu kadar. 2-3 gün gözlemledikten sonra bildirimleri kapatana kadar gördüm ki böyle saat başı kamera açan insanlar var. 16-22 yaş civarı çoğu. bu bir ilgi susamışlığı, kendine güven pompası, bir tür rahatlama ihtiyacı mıdır? nedir ben pek çözemiyorum, hep süper zeki ortamlarda takıldığım için böyle avamı pek tanımıyorum da :(

Bir polis, evde, bir duygu patlaması anında çekip silahını havaya ateş ediyor.

Seken kurşun, karısının 5 cm yanındaki şişeye isabet ediyor.

Çok şükür ki, bikaç cm ile kadın kurtuluyor.

Polisin, böyle birşey yapmaması gerektiğnii bilmesi gerekir, havaya açılan ateşlerden onlarca insanın öldüğü bir dünyada yaşıyor sonuçta. Ama düşmüş işte bu gaflete.

Bu yaptığı hata, karısının canına mâl olabilirdi.

Bu vehim olayı göz ardı ederseniz ağalar, birbirine deli gibi aşık bir çift bunlar, adeta kumrular, ölürler birbirleri için, o derece.

Amma ve lâkin, en ufak bir kavgada, kadın bu hatasını adamın başına kakıyor, hatırlatıyor.

Soru: Kalan ömürleri bu olayın gölgesinde mi geçer, yoksa herşeyi unutup mutlu olabilirler mi?

edit: 1)farzedelim ki, düğünde havaya sıkıyor. Duygu patlaması kızgınlık ya da sevinç vs. oalbilir.

2) Birbirlerini çok sevdileri ve vazgeçemiyor oluşları gözden kaçıyor. Adamın karısı yerine hayatından çıkaramayacağı babası, kardeşi vs. gibi düşünebilirsiniz, empati yapmanızı kolaylaştıracaksa.

Tüö yorumlar için teşekkürler. Yeni versiyonları gelecek.

plastik siseyi cope atmadan once ezip kapagini kapatarak copte daha az yer tutmasini sagliyorduk. ama dun ogrendim ki plastigin seklini bu sekilde bozunca geri donusum yapilmasini da engellemis oluyormusuz.

var mi bunun asli astari?

bir de;
siseyi geri donusumsuz normal cope atsak da siseleri ayikliyorlar mi? yoksa cop olmus mu oluyor o zaman?

orta vadede tsi dsg şanzımanlı bir araç almak istiyorum. bu yüzden biraz veri toplamaya çalışıyorum. öncelikle sorumu açayım; benzinli ve dizel dsg kullanıcılarının yorumlarına ihtiyacım var. arıza yaşadınız mı, aracınız ne idi, nasıl bir trafikte kullanıyordunuz, arıza kaçıncı kilometrede ortaya çıktı, maliyeti ne oldu, sıcak iklimde misiniz yoksa soğuk mu vb. bilgiler lazım.

örneğin bizim şirkette 2013 dizel jetta var ve 70bin km civarında vitese geçmemeye başladığı için garanti kapsamında tüm şanzıman değişti fakat bizim müdür sağolsun çok kötü sürüyordu aracı. ben açıkçası bu örnekte şanzımanda kabahat bulmadım çünkü bu şanzımanın tork konvertörlü klasik bir otomatik olmadığını bilmediğinden dur kalk trafikte sürekli milim milim ilerler, freni hafifçe bırakır, ileri geri manevra yaparken aracın tam durmasını beklemeden vites değiştirirdi.

ulaşmaya çalıştığım yanıt aslında kabaca şu; "insan gibi kullandım ve hiç sorun yaşamadım" diyenler mi çok yoksa "aynı şekilde kullanmama rağmen arıza yaptı" diyenler mi? sikayetvar ve forumlarda çokça yorum var ama açıkçası duyurunun bilinç düzeyinin çok daha yüksek olduğuna inandığım için buraya sormak istedim. şimdi foruma sorsam, hiç dsg kullanmamış adam gelip "bizim emmioğlunda vardı, bozuldu" diyecek ama detay vermeyecek nasıl bozulduğuna dair...

şimdiden teşekkürler.

arkadaşlar merak ettim şimdi. örneklendiricem;

- mesela geçen sene istanbula taşındım. ilk yaptığım şey; muhtara gidip ikametgahımı değiştirmek ordan da aile hekimini belirlemeye gitmekti. 2 senedir istanbulda yaşayan arkadaşım var, o hala izmrideki kendi evini ikamet gösteriyor mesela. hatta çoğu kişi de öyle.

- aidat parası falan geliyor, son ödeme tarihine kadar ödemeye çalışıyorum elimden geldiğinde. şimdi bunun parasızlıkla da alakası olabilir elbette ama; adam 300tl sigara parası gömüyor her ay ama 3-4 ay aidatını ödemiyor, internetini atlamalı ödüyor vs. ben cebimde para kalmayana kadar ödemelere ayırıyorum, ay sonuna kadar 100tl param kalırsa o parayla yaşayıp üstünü kartla tamamlamaya çalışıyorum.

- ne bileyim, işyeri sabah 9 akşam 18 mesela. yazılımcıyım. evim de baya uzak. patron diyor ki, sen erken çık istediğin zaman, zaten yarım bişi kalırsa evde de tamamlayabilirsin. ben bu hakkımı daha 1 defa, kardeşim kapıda kaldı diye kullandım. neticede işyeri, giriş çıkış saatleri belli diye düşünüyorum.

- sonra ne bileyim, bu gss primleri başladığı günden beri ben gss'ye düştüğüm zaman testimi yaptırdım ettim, ödemesi varsa ödedim?

lan olm bi tek ben mi bu konularda düzen seviyorum. bunlar aklıma gelen örneklerdi mesela. tüm hayatım böyle. bir işin x şekilde yapılması gerekiyorsa x şekilde yapıyorum.

Bu gece 11 gibi taksime gidicem. Daha once arabayla gitmedim hic. Ucretsiz koyabilecegim bi yer var midir? Yoksa hangi otopark, nerede?

Dört adet iç dört adette dış cephe güvenlik kamerasına ihtiyacım var kameralarda gece görüntü almam gerekiyor ( ır cut). Dvr cihazından izlemeyi mobil bir cihazla uzaktan yapıcam uzaktan izlemede şu cihaz idsi üzerinden bağlananlar varmış statik ip kullanmayan bunların performansı nasıldır. Marka model tavsiye edebilecek usta arkadaşlar varsa bi el atıversin.

www.jabra.com

şunun beyazından aldım ama çok ibnemsi durduğu için değiştireceğim. ne önerirsiniz? ya da bunun siyahı nasıl sizce?

tek şartım min 2 cihaza bağlanabilmesi. bi de şekil olsun biraz kolsentır kulaklığı gibi olmasın.

çok iyi anlaşıyorsun, enteresan ortak noktaların var. böyle bazı sorulara sanki benim vereceğim cevabı veriyor. sanki biri benden önce "roket becks içer, kadıköy sahili sever, bilmemne bilmemne" diye ipucu vermiş. o derece birebir.

ama babasıyla yaşıyor ve her akşam 11'de evde olması lazım. oluru var mıdır beyler ne dersiniz?

Merhabalar,
Litvanya'da Erasmus yapıyorum, yeşil pasaportum olmasına rağmen 5 aylık oturma izni aldım. Haziranda Türkiye'ye dönücem. Ancak Litvanya'ya tekrar dönüp yaz stajı yapıcam. Tekrar oturma izni almama gerek var mı, yoksa Erasmus boyunca yeşil pasaportu kullanmadığım için, 3 ay vize almadan yurtdışına çıkabilir miyim?
Şimdiden teşekkürler

Ağda kablolu ve kablosuz en fazla 70 kullanıcımız var. Şuan modem olarak airties 5442 kullanıyoruz ve hiç bir yönden yetmiyor. Kim ne kadar kullanıyor onu bile göremiyoruz. Diğer ofisimizde draytek 2860 kullanıyoruz.

Buraya da draytek 3200 düşünüyorum, hem bildiğim alet hem de iş görüyor. Onu alma bak şunu al hem daha ucuzdur diyeceğiniz başka bir cihaz var mı?


Bunların yanında wifi ağını da tamamen upgrade etmek istiyorum. Kur-unut gibi accesspoint arıyorum ancak hangi markaya yoğunlaşayım bilemedim. Kullanacağımız alan bir 300m2 hangar gibi bir alan, arada asma katlar var ve altında da aynı şekilde 1 büyük alan var ama 1 asma kat var, kabaca böyle anlatabilirim. Buna uygun tavsiyeniz varsa süper olur.

Teşekkürler.

ya adam bi link paylaşıyor. ahahah yarıldım yarıldım suna bak. bildiğin kasıyor, asdlkmalksd lı tepkiler falan... linke tıklıyorsun. gram mizah yok.

ya amk böyle çooook komikmiş gibi tepki vermelerinin sebebi ne bilimiyorum ama anırmanıza gerek yok dostlarım.

soruya gelelilim siz gülüyor musun?
ve bu sitelerin mizahını 5 üzerinden değerlendirir misiniz?

hocam ben 4 yıldır vw polo kullanıcısıyım. gel gelelim servisten (mersin opat) hiç memnun olmadığımdan önümüzdeki yıl aracımı değiştirme niyetindeyim.

doğuş otomotivi wolfsburgtaki vw headquarter fabrikasına mail ile şikayet etmiş ve "biz burada çok meşgulüz doğuş otoyu arasana!" şeklinde bir cevap almıştım.(ulan salak zaten türkiye distribütöründe sorun var, tr temsilcini , tr temsilcisine şikayet et dedi adamlar)

neyse konuya döneyim değerli oto profları, sanayi çakalları vw deneyimini unutturacak, yakıt tüketimiyle üzmeyecek marka önerilerinizi bekliyorum.

(aklımda:toyota,honda,ford üçlüsü var tereddütteyim)

4 yıllık mühendislik fakültesinden mezun olmuş, amma velakin makedonya'ya gitmeye kararlı bir kardeşinizim. yüksek lisans yapmak için veya çalışmak için olsun kesin istiyorum yani. ne yapmalıyım, nereden oraya atlamayılım.

not: kalıcı olarak gitmek istiyorum.

edit: amk kimse de demiyor ki mühendislik zaten 4 yıllık.

Pazartesi sabah 5'te Stuttgart'da olacağım. Havaalanından tren garına nasıl gideceğimi bilen var mı? Ekstra olarak sabah 6'daki trene yetişmeye çalışıyorum, eğer oradaki vezneler açık olmazsa bileti nasıl alacağım? Direkt vatmandan mı alacağım?

Var mı böyle bir şey? Saçma bir soru gibi gelebilir ama hemen çullanmayın

şöyle arkadaşlar, ben geçtiğimiz dönem Romanya'da Erasmus yaptım ve sevdim de ülkeyi. hakkında türkçe sayfalarda bulunamayacak yerlere kadar gittim, köşe bucak gezdim, otostop ile yaptığım yolculuklar oldu oranın insanlarıyla iletişimim de çok oldu mesela pek çok farklı sosyal katmanlardan. yemekleri, kültürü gibi şeylere de eğildim. insanlaryle etkileşimim oldu, pek çok konuda çok ilginç röportajlar var elimde mesela, azıcık gazetecilik geçmişim olduğu için her bir şeyi kayda aldım . ülkenin siyasi partileriyle ilgili ya da önde gelen liderleriyle ilgili dahi yorum yapabilecek durumdayım, ne bileyim ülkenin şu an bulunan başbakanının doktora tezinde intihal olduğu bilgisi gibi türkçe kaynaklarda kolay kolay bulunmayacak türden bilgiler, ülke sorunları, iç dış politikası ve tarihi üzerine de bir şeyler öğrendim. hala daha orada arkadaşlarım var, tıkandığımda onlardan bilgi alabilirim mesela. şimdilerde romanya'nın tanınmış yazarları, sineması vs geri kalan konularda bilgiler topluyorum ve 5-6 ayda elimde tutulmuş yaklaşık 1 ajanda not var anlayacağınız ve daha da üzerinde okuyacaklarımı eklersek gerçekten romanya hakkında sıkı bir birikim olacak. tek eksiğim rumence, rumencem de olsaydı onların çevrilmemiş kaynaklarını da inceleyebilirdim. ama şimdilik bu halimle,

böyle bir birikimi bir blogda detaylıca aktarsam, böyle konsolosluklarından falan ülkenin tanıtımı için ayrılmış bir fon gibi bir şeyden faydalanma gibi bir şansım olabilir mi? fikirleriniz neler?

edit: siyaset bilimi okuduğumdan ülkenin demokratikleşme, eu üyeliği, siyasal sistemi gibi dersler de aldım, hatta bir dersin finalinde Romanya anayasası ile türkiye anayasasını kıyaslamıştım. bir şeyler çıkar mı?
sevgiler

arabam 2014, 1.4, benzinli.

vites uyarı ekranım 1500 devri biraz geçince ''vites yükselt'' diyor. demem o ki beni ağız tadıyla 2000'lere çıkartmıyor. ben de vitesi atıyorum, gel gelelim 1300 devirlerde gidiyorum. araç bunu neden istiyor? düz yolda 60'la giderken 5. vitesi istiyor.

Aracı dinleyeyim mi? yeni sistemler mi böyle? Yoksa bu kadar düşük devirle araca zarar verir miyim?

teşekkürler.

işsizlik mi, eşsizlik mi, ayakkabınız mı vuruyor, maneviyatınıza mı darallar geldi? ne oldu, nedir canınızı sıkan şey son zamanlarda?

biraz da açıklayarak yazarsanız şık olur.

arkadaşlar bu ikisi arasında tercih yapmanız gerekse hangisi ve neden, sizce?

Bugün şu yazıyı okuyunca yine sinir oldum. Mahalle arası kebapçılarda bile neredeyse 1 porsiyon Adana kebap 12-15 tl'den aşağı değil. Vergiler, et fiyatları, dükkan kiraları vs birçok etken var muhakkak ama kimi yerlerin de aşırı geçiriyor oluşunu meşrulaştırmıyor bence.

Taksim, Karaköy, Nişantaşı, AVM'lerde de yer alan zincirler (midpoint, bigchefs vs..) Çoğu yerde hiçbir albenisi olmayan yemeklere deli paralar isteniyor, alkollü içkiler zaten malum. Rakı-meze muhabbetini çok severim, artık vasat bir yerde bile kelle başı 100'den aşağı kalkmak mümkün değil. Balık(et de yersen yandın zaten. Yazıda değinilmemiş ama ben dışarıda yapılan kahvaltı için de aynı şeyi düşünüyorum. Birçoğu marketlerden hazır alınan, üzerinde hiçbir emek olmayan ürünler. Kahvaltı tabağı diye 20-25tl fiyatlar var. Deniz kenarı, arkadaşlar keyifli muhakkak ama cidden çok pahalı değil mi yahu kahvaltı için ?

Kendimden örnek vereyim, gelirimde azalma yok ancak geçen seneler bu kadar rahtasız etmiyordu fiyatlar. Üşenmesem önceki senelerin eksterlerine bakıcam aynı yerlerde ne hesap ödemişim diye. Yine yazıda değinildiği gibi beyaz yakalı kesim çoğunlukla müdavimi buraların. Bizim şirkete bakıyorum, öğlen yemekahne gayet güzel yemek çıkarıyor ama herkes dışarıda bu tür yerlerde. Haftaiçi hi,ç dışarı çıkmasan, sadece sevgiliyle cuma-cts-pazar İstanbul'da dışarı çıksan ulaşım hariç 500'den aşağı harcanmaz. Artık birçok kişi de "uyduruk" yerlerde vakit geçirmek istemiyor, sosyal olarak geri kalmak istemiyor diyelim.

www.radikal.com.tr

Patron gelmiş yarın çalışacaksınız diyor, tatil matil yok diyor. Birazdan odasını basmaya gidicem ben yarın gelmiyorum diye. Yarın tatil değil mi yahu?

Eski bir arkadasim gecenlerde yeni ogrendigi ve cok etkiledigi bir numarayi bana da gostermek istedi; olay su, bir bardak dolusu su aliyorsunuz agzina kadar dolduruyorsunuz ama tam olarak agzina kadar dolduruyorsunuz, sonra elinize madeni para aliyorsunuz ve agzina kadar su dolu olan bardagin icerisine teker teker atmaya basliyorsunuz, soru su, kac tane madeni para suyu tasirmadan icine atilabilir?

Cok kofti bir numara ama gene de iddayi kaybettim, 10 tane madeni para attik bir damla su tasmadi, neyse sorun zaten suyun bombelesmesini ilkogretim okuyan herkese fizik dersi hocasi anlatmistir.

Bundan 2 sene once hayatim oyle guzel degisti ki, bir an da kendimi meslegimi icra edecegim en guzel ulkenin en guzel sehrinde, super bir sirkette buldum. Ekip cok iyi yaptigimiz sey cok guzel, birtek kafamda soru isareti var, Turkiye’de biraktigim kiz arkadasimi nasil buraya getiririm? Getirmeli miyim ? Gelse napacak ? vs.. kafamda bir suru soru ile kendisini ikna ettim. Geldi, tum isini gucunu birakti geldi. Geldi o da ayni sirkette isa basladi ve yaklasik 6 ay ayni sirkette ayni evde mukemmel zaman gecirdik. Daha sonrasinda ulkeye donmemiz gerekti. Donduk hemen ama benim aklimda kaldi o is. Diyorum ki gideyim aga bi sekilde o ise olmazsada baska bir ise ama ayni sehre geri doneyim, ikna ederim yine hatunu. Ikna edemedim ama orada farkli bir is buldum. Baya uzun bir sure uzaktan idare ettikten sonra pili pirti toplayip o sehre geri donmek icin yola ciktim.

Kafamda hep su var, ben bir duzen kurarim, sonrasinda gelir ikna ederim, evleniriz mutlu mesut yasariz oraciklarda. Lakin oyle olmadi. Gittigim gibi daha havaalanindan gecemeden deport edildim (bambaska bir hikaye) 17 saat havaalaninda nezaretimsi bir yerde tutuklu bulundurulduktan sonra geri postaladilar ulkeye. Hah dedim tamam uzulecek birsey yok artik ikna etmem gereken bir durumda kalmadi kafadan silelim bu durumu.

Sonrasinda hersey yolunda gidiyordu ki, ufak bir sirketimiz vardi durumu sallantidaydi ama ilerliyordu. Onu da kapatmak zorunda kaldik. Hadi dedim tamam yeniden baslariz, sifirdan ise baslariz. Hatta biraz toparlanana kadar dedim ki “Olm git bir yerde ise gir biraz soluklan ondan sonra tekrar deneriz.” Gittim girdim, uzaktan calisiyorum guzel paraya anlasmisim, maasim 2 ay boyunca guzelce yatti, keyfim gicir. Sonra ne oldu? Calistigim sirket akabinde ki 3 aylik maasi allem etti kallem etti yatirmadi. Sonra da yapacaklari birsey olmadigini artik paralarinin kalmadigini, eger ki yatirim vs.. birseyler alirlarsa ozaman verebileceklerini itiraf ettiler. Tamam dedim yapacak birsey yok sonucta kotu ayrilmayalim ne olursa olsun parami vermeyeceksiniz o kesin, insanlanlik bizde kalsin.

Bu sefer dedim ki, arkadas git kendi ulkende kucuk ama ileriye donuk bir sirket bul orada calis boyle seyler olmasin, zaten gecici bir sure calisacaksin. Gittim oyle yaptim, oyle de guzel bir sirket buldum ki ekibi kucuk ama zehir gibi, baya umut vaad eden bir sirket. Tahminlerimde yanilmadigimi sirket beni 2 ay sonra deport edildigim ulkeden yatirim aldiklarini ve sirketi oraya tasiyacaklarini bu yuzden de onlarla gelmem gerektigini soylediler. Dedim vay arkadas, sansa bak. Sirketi tutturduk ama cok ani oldu. Oradan da ayrildim.

Daha sonra maddi zorluklar evresi basladi tabi, ufak tefek disardan is alip beli toparliyordum, yandan yandan kendi sirketimizide kurmaya baslamisiz, gece gunduz calisiyorum ortagimla. Hop arkadas dedi gene bu lanet karma, kader, alin yazisi artik adina ne derseniz. Hayatimda en cok sevdigim insan dedi ki ben seni sevmiyorum, algilamam 4 gun surdu. 4 gun sonunda ayrildigimizi anladim. Bunlarin hepsini son 8-9 ay da yasadim, simdi toparlanayim diyorum, elim gitmiyor birseye. Elimin gittigi lamba patliyor ( ciddiyim, gecen gun gittim uzun zamandir okumak istedigim bir kitabi zar zor buldum eve geldim isigi taktim, lamba patladi.) Bunca sey ust uste geldi ve hakikaten hayatimin en zor zamanini yasiyorum.

Neyse, bunlari paylasacak gecenin bu vaktinde kimse olmadi buralara dokeyim, kendimi rahatlatayim istedim. Bardagi tasiran son madeni parayi beklemeden birseyler yapmam gerek biliyorum ama o kadar mutsuzum ki, bardagin yerinde olup catlayasim var.

yeni mezun tecrübesiz biri antalya'da(yaşadığım şehirden farklı) bir otelde bilgi işlem sorumlusu olarak 1700 lira maaşla başlaması uygun mu ? ciddi anlamda tecrübem yok.

var mı ya gerçekten? sanatçılar ve sporcular dışında memnun olan yok gibi. 30 yıl böyle nasıl geçecek bilmiyorum. her pazartesi cumayı bekliyorum:)

hele yılda 2 hafta tatil insanlığın kendi kendine yaptığı mallık sanırım.

Merhabalar, daha önce de bu konuyla ilgili buradan mantıklı fikirler almıştım o yüzden tekrar yardımınızı rica etmeye geldim.

Finlandiya Tampere University of Technology'ye master için kabul aldım (mühendislik). Harç yok Finlandiya'da, dolayısıyla aylık ortalama 550 euro civarı bir paraya ihtiyacım var iki sene boyunca. Programın ikinci senesinde düşük de olsa üniversitede iş bulma imkanım var, mezuniyet sonrası ise olay tamamen şansa kalmış durumda, direk bir şeyler bulabilirim veya bulamayıp eve dönmek durumunda kalabilirim.

İkinci ihtimal ise ODTÜ'de asistanlık sınavına girip asistan olmaya çalışmak ya da savunma sanayisinde güzel maaşlı bir işe girmek. Gönlüm ilkinden yana ama finansal risk biraz büyük olduğu için ve risk edeceğim para benim değil ailemin parası olacağı için biraz kararsızım.

Orada kabul aldığım program hydrolik güç sistemleri (fluid power). Benim şimdiye kadar aklımda olmayan bir daldı ama anladığım kadarıyla Türkiye'de de Avrupa'da da baya yaygın. Burada kalırsam akışkan mekaniği çalışmak istiyorum konuya ilgim olduğu ve teknik derslerimi de hep o dalda aldığım için.

Napmalı ne etmeli, fikri olan var mı?

Hangi tarz işlerde altıma iyi bir araba verip git sahada çalış derler?

dostlara merhaba,
bir heves ile macbook pro ile beraber aldığım magic mouse'u kullanmakta problem yaşıyorum. problem yaşadığım nokta ise scrool lock deniliyordu sanırım tarayıcılarda yeni tab açmak için mouse'ların orta tuşuna basma yeri. bu mouse üzerinde öyle bir yer olmadığı için sürekli karıştırıyorum basacağım yeri ya sağ tıklıyorum ya da direkt yeni sekme açmadan sayfaya gidiyorum ve çok fazla internet üzerinde zaman harcadığım için artık bu can sıkmaya başladı. arkadaşlarımın tavsiyesi ile magicprefs diye bir uygulama indirdim ancak o da derdime çare olmadı veyahut ben beceremedim (üç parmak ile bas'a ayarladım) bu konuda bir fikir verecek veyahut çözüm önerecek olan var ise çok ama çok mutlu olurum. saygılarım ile şimdiden teşekkürler....

günaydın.

şimdi bildiğiniz gibi her besinin, vitaminin vs hapı tozu var. proteinin, karbonhidratın tozu var, neredeyse tüm vitamnlerin de hapı var.

bu temel öğelerin dışında da bir sürü beslenmeye takviye haptır ıvırdır zıvırdır var.

merak ettiğim şey şu.

insan sebze,meyve,et vs hiç ama hiçbir şey yemeden, bakın hiç bir şey yemeden; bunlarla beraber sadece su ve sıvı alarak (sıvıdan kasıt her türlü sıvı olabilir, meyve suları da dahil) yaşayabilir mi?

mesela günlük alması gereken karboyu, proteini vitaminleri vs hep tozlarla ve haplarla alacak. öğün ve sınır yok. ve sadece su içip sıvı şeyler tüketecek. asla katı yiyecek yok.

böyle bir şey mümkün mü? değilse(ki değildir muhakkak) neden değil?

Selam duyuru,

garanti amex kartla ilgili öğrenmek istediğim bir şey var, şimdi bu kartımızın bedeli senelik 75 usd , özellikleri kısmında ise şöyle bir şey dikkatimi çekti,

Yurt içi ve yurt dışı yaptığınız;
Tüm restoran harcamalarında %5, indirim kazanırsınız.

bunun çalışma sistemi nedir? kredi kartında yeme içme olarak gözüken tüm harcamalarda anında %5 indirim mi veriyor? Çünkü eğer böyleyse bu kart bana ziyadesiyle avantajlı olacak. Hilesi hurdası var mı merak ettim.

selam, şimdi diyelim ki bi işte çalışıyorsun. 4000 lira maaş alıyorsun. ayrıca adam altına piyası fiyatı 50 bin lira olan bir otomobili kiralayıp veriyor, alet sıfır. kaskosu, garantisi, bakımı, hasar bilmemnesi her şeyi var. çarpıyorsun gidip yaptırıyorsun, yaptırılmayacak gibiyse yenisini alıyorsun. kış lastiğine kadar karşılıyorlar. benzin masrafın yok, sadece özel kullanımda gittiğin her kilometre başına 35 kuruş ödüyorsun.

sonra başka bi yerden teklif geliyor. diyor ki biz araba vermiyoruz. ama maaş pazarlığı yapar, aynı koşulları sunmaya çalışırız. aynı koşullarda (50k araba + 4k maaş) hayat standardına devam etmek için bu ikinci vatandaştan ne kadar maaş istemek lazım? 4 senelik periyotlarda iş değiştirdiğimi düşünün, birikmiş param yok, 4 senelik krediye girerim araba almam gerekirse.

özet:
4000 + kiralık arabaya karşılık gelen tam maaş değeri nedir?

tespit etme derken konumlarından bahsediyorum. 3 boyutlu konumunu bulmak mümkün müdür?

zenmap topolojisini kullandım ama konumlandırmasını tam olarak anlayamadım. Şöyle hadi 3 boyutlu olmasa bile 2 boyutlu düzlemde bize hangi yönde kaç metre uzaklıkta olduğunu gösterebilecek bir uygulama ya da yöntem var mıdır?

zenmap topolojisi görselde.

Henüz yeni Paris-Brugge-Gent-Bruksel-Amsterdam gezisinden geldim. Gitmeden önce Prag-Viyana-Budapeste'nin hazırlığını yapmıştım. İnternette bir şehir için ne kadar gün harcanması gerektiğini araştırıp hostel rezervasyonlarını da yapmıştım.

Mesela Paris için bir hafta önerenler bile vardı ancak ben 2,5 gün ordaydım 2 gün kalsam da olurdu. Aynı şekilde Amsterdam 2 gün yetti. Çünkü düşük bütçeli seyahatlerden dolayı her müzeye giremiyoruz, 2 saat bir restoranda oturup şarap&peynir yapamıyoruz ve de champs-elysees'de alışveriş için ordan oraya koşturamıyoruz malumunuz.

Nerden akıl aldıysam da Prag 2 - Viyana 1 - Budapeste 2 gece rezervasyon yapmışım. Bir de bu sürelerden yolları alırsak Prag 2,5 gün viyana yarım gün budapeşte 2,5 gün kalıyor. Şimdi tekrar kontrol ettiğimde Viyana için en az 3 gün diye yazılmış. Şimdi yazdıklarım dikkate alındığında bu şehirler için bana kaçar gün önerirsiniz? Gidişim otobüs dönüşüm uçak olduğu için rezervasyonlarda oynama yapabilirim. teşekkürler.